İş kanunun 30. maddesinde de belirtildiği gibi, çalıştırdığı personelin sayısı 50 ( Elli ) ve üzeri olan özel sektör iş yerleri %3 ( yüzde üç ) oranın da özürlü personel çalıştırmak zorunda.
Eğer aynı il içerisinde başka şubeleriniz varsa, bu yüzdeleme işini tüm şubelerinizi dahil ederek yapmanız gerekmektedir. Atıyorum İstanbul Bağcılar”da 40 tane işçi çalıştıran bir firmanın özürlü personel çalıştırma zorunluluğu yoktur, ama aynı firmanın bir de İstanbul Zeytinburnu’nda 13 kişilik bir şubesi varsa şayet, il genelindeki personel sayısı baz alınacağından o işverenin personel sayısı da toplam 53 kişi olacağı için otomatikman özürlü personel çalıştırmak zorunda kalacaktır.
Normal şartlarda zaten her ay İşkur’a elektronik ortamda aylık istihdam anketi veriliyor. Anket sırasında zaten ilk sayfa da İşkur size kaç tane özürlü personel çalıştırdığınızı soruyor.
Diyelim ki siz 50 ve üzerinde personel çalıştıran bir özel iş yerisiniz ve özürlü istihdamınız yok.
Yapmanız gereken;
İşkur’a bizzat gitmenizi tavsiye ederim,telefonla da firma isminizi vererek danışmanlarınız ile görüşmeniz mümkün ama o an ki yoğunluktan ötürü sorularınıza istediğiniz yanıtı alamama şansınız çok yüksek. O nedenle benim gibi yapın ve bir zahmet kalkın, bağlı bulunduğunuz işkur’a ziyaret gerçekleştirin.
Merak etmeyin, İşkur’daki memur arkadaşlar gayet ilgililer, ve çözüm odaklı çalışıyorlar. amaçları size bir tane özürlü personel istihdam edip başlarından savmak değil. İşvereni de mağdur etmemek adına, işverenin işine en uygun personeli aramak için mücadele veriyorlar. Al bu özürlü çalıştır gibi bir yaptırım söz konusu değil.
Bölge bölge müdürlüklerin stratejisini bilmiyorum ama ben genellikle danışmanımızla görüşüp, iş arayan özürlü arkadaşların hepsiyle bir randevu ayarlamasını rica ediyorum. O da sağ olsun bütün iş arayan özürlü arkadaşlara benim hangi saatte işkur binasında olacağıma dair bilgilendirme yapıyor ve toplu halde görüşme sağlıyoruz.
Şirketimizi anlatıyorum, işimizi anlatıyorum, neler yapabiliriz diye karşılıklı fikir alışverişi yapıyoruz. Sosyal haklarımızı konuşuyoruz ve ister istemez o ön görüşme de bir filtreleme yapıyoruz.
Yani örnek veriyorum; Bizim servisimiz iş arayan özürlü arkadaşın güzergahına yakın bir yerden geçmiyordur, otomatikman o arkadaş bizim firmada çalışmaktan vazgeçiyor, kimisi maaşı beğenmiyor, kimisi çalışma saatlerini beğenmiyor vs.
Daha sonra sizi beğenmeyen arkadaşlar gidince:) diğer arkadaşlarla baş başa kalıyorsunuz. Bu da işkur’un potansiyeline göre değişir ama 5-6 kişi ile sınırlı kalıyor.
Sizde son görüşmelerinizi yapıp ya bu personelin tamamını ya da bir kaçıyla anlaşıp el sıkışıyorsunuz.
İşkur danışmanınız hangi arkadaşları işe aldığınıza dair ve ne zaman iş başı vereceğinize dair bir bilgilendirme yaptıktan sonra huzur içinde İşkur binasından ayrılabilirsiniz.
Haa İşkur’un bu tarz işlemlerde alımları arttırmak için bir takım teşvikleri mevcuttur, bir şirketin çalıştırdığı her özürlü personel için prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hissesinin tamamını hazinece karşılanmaya başlanılmıştır. Ama ben şuan olayların insanı boyutundayım.
Yardımcı olun, eğer kadronuzda açığınız varsa işkur’un sizi tespit etmesini beklemeyin, siz İşkur’a gidin ve bir haneye ışık olun.
Görüşmek üzere,