İş hayatımızda zaman zaman karşılaştığımız durumlardan bir tanesi de işyerinde yaşanan huzursuzluklardır. İşverenlerin işçilerine huzurlu bir ortamda çalışmalarını sağlamak en öncelikli görevlerinden biridir. İşyerinde gerçekleşmesi muhtemel olan can sıkıcı olayların yaşanmaması, mevcut işçilerin görevlerini doğru yapması, kendisine verilen işi iş sağlığı ve kurallarına riayet ederek kendi ve diğer çalışma arkadaşlarının sağlığını riske etmeyecek şekilde yapması, işine zamanında gelip gitmesi gibi durumlar çalışma yaşamımızda çok ama çok önemli kriterlerdir. Her zaman işveren mi kabahatli olacak? İşçi hiç mi hata yapmıyor? İşini doğru dürüst yapmayan, yaptığı işe ve diğer işçi arkadaşlarına saygı duymayan, işine zamanında gidip gelmeyen işçiler yüzünden işverenler de oldukça şikayetçi.
Nasıl ki işçiler çalışmak istedikleri işyerlerini tercih etme gibi bir şansları var ise, işverenler içinde aynı durum geçerlidir. İşçinin işyerinde riayet etmesi gereken konular konusunda umursamazlığı zaman zaman iş sözleşmesinin feshine kadar gitmekte. Tabi bu durumda bu sefer bir takım prosedürler devreye girmekte. Yani bir işçinin yukarıda sıraladığımız nedenler yüzünden işveren tarafından ha diyince işten çıkarmak ilerleyen dönemler de başını ağrıtabilir. İşverenin işçiyi sözlü olarak ikaz etmesi, onunla konuşması kanun bazında hiçbir şey ifade etmemektedir. İşyerinde kusuru bulunan bir işçi ile ilgili yapılacak işlemler muhakkak yazılı yapılmalı ve kayıt altına alınmalıdır.
Feshin geçerli bir sebebe dayandırılması
4857 Sayılı İş Kanunu‘na göre, 30 ve üzeri işçi çalıştıran işverenler işyerinde ki kıdemi 6 ay ve üzeri olan işçileri işten çıkarmak istedikleri zaman bir takım prosedürlere dikkat etmesi gerekmektedir.
Konu ile ilgili 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi‘nde
“Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran iş yerlerinde en az 6 aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, iş yerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır”
İfadelerine yer verilmiştir.
Hal böyle olunca geçerli neden ile fesih edilen iş sözleşmeleri muhakkak yazılı olarak yapmak zorundadır. İlk önce işçiye fesih bildirimi yapılmalı ve işçiye fesih nedeninin açık ve net bir şekilde belirtilmesi gerekir. Bununla beraber, işveren haklı neden ile fesih işlemi yapıyor ise, işçinin muhakkak savunmasının alınması gerekmektedir. İşveren işçiden savunma almadan, iş sözleşmelerinin geçerli nedenle feshedilmesi söz konusu olmayacaktır. Ayrıca,” ekonomik sorunlar yaşıyoruz, sipariş yok, üretim yapamıyoz ” vb. sebepler her ne kadar önemli olsada, geçerli bir neden olarak kabul edilmeyecektir.
Fesih işlemleri yazılı yapılmalıdır.
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 19. Maddesi’nde işçinin iş sözleşmesini feshetmek isteyen işverenin fesih işlemlerinin yazılı olarak yapılması konusunda bilgilendirilmiştir. Sözlü olarak yapılacak olan bildirimler hiç bir geçerliliği olmayacaktır. Yazılı olarak yapılmayan bildirimler sonrasında işveren haklı olsa dahi, haksız duruma düşecektir.
Olay Tespit Tutanağı
Eğer işyerinde bu tarz bir durum yaşıyorsanız işveren olarak ilk önce bir adet olay tespit tutanağı yapmanız gerekmektedir. Bu tutanakta olayın detaylarını, olay yerinde ki diğer şahitlerle beraber kayıt altına alıp imzalamanız önemlidir.
İşveren olarak olay tespit tutanağı hazırlandıktan sonra, işçiden konu ile ilgili savunma alınmalıdır. İşveren olarak bir adet savunma talep formu oluşturmalı ve bunu işçiye imza karşılığında vermelisiniz.
İşçi kendisine verilen savunma talep formunu kendi el yazısı ile imzalayarak size gene imza karşılığında geri vermelidir. Hiçbir şekilde bilgisayar ortamında yazılan ve imzasız olan savunmalar geçerli olmayacaktır.
Örnek olay tespit tutanağı için TIKLAYINIZ.
İşçi savunma vermek zorunda mı?
İşyeri sınırları içerisinde gerçekleşen herhangi bir olayda İşverenin savunma istemesi kadar doğal bir şeu yok. Fakat işverenin bu talebine işçi hayır yanıtını verebilir. İşveren olarak işçiyi savunma vermesi konusunda zorlama şansınız bulunmamaktadır. Ama 4857 Sayılı İş kanunu’nun 109 maddesi’nde imzadan imtina yani vazgeçen işçinin durumu gene bir tutanak ile tespit edilmelidir. İşçinin hangi gerekçe ile savunma vermek istemediği detaylı bir şekilde bu tutanakta şahitler eşliğinde belirtilmelidir.
İşçiye uyarı verme
Halk arasında genellikle uyarı ve ihtarlar iş sözleşmesinin feshedileceği yönünde bir sürü söylenti oluyor ama açıkça söylemek gerekirse, tabii olduğumu iş kanunumuzda böyle bir düzenleme yok. Yani bir işçi bir uyarı ya da ihtarla işten çıkartılabilir ya da işçinin işten çıkartılması için 5 tane uyarıya ihtiyaç vardır diye bir ibareye rastlamıyoruz. Bu durum biraz da işlenen suça göre değişkenlik gösterebilir. İşverenin savunma istemesi, işyerinde bir hırsızlık yapan bir işçi için bir ihtar geçerli olabilecekken, çalışma arkadaşlarıyla bir kere sözlü tartışma yaşayan işçi için geçerli olmayacaktır.
İşçiye uyarı bu bağlamda sadece işçi tarafından işverene verilen savunmaya karşı yapılan bir işlemdir. İşçinin verdiği savunma karşısında işveren arzu eder ise işçiye yazılı olarak uyarı verebilir. Gene verilecek olan bu uyarı/ihtar işlemi yazılı olarak yapılmalı ve işçiye imza karşılığında teslim edilmelidir.
Yapılan bu işlemler sonrasında konu ile ilgili tüm evraklar işçinin özlük dosyasında saklanmalıdır.
Uyarı verilen işçi işten tazminatsız mı çıkarılır?
Bir işçiye uyarı verildiği için işten tazminatsız çıkartılacak diye bir kural yoktur. İşverenin savunma istemesi ve verilen savunma sonrasında kendisine yapılan uyarı işleminde işlenen suça göre hareket edilecektir. Yazımızın başında da dediğimiz gibi, çok ciddi affedilemeyecek bir durum söz konusu değil ise, ( 4857 Sayılı İş Kanunu madde 25’deki haller ) uyarı işlemleri, iş sözleşmesinin feshinde işveren tarafından haklı neden olarak kayıtlara geçecektir. İlerleyen zamanlarda işçi, kendisi ile ilgili yapılan sözleşme feshinde itiraz eder ise, işveren bu durumu delil olarak kullanabilecektir. Ama haklı neden ile gerçekleşen fesihler de işçiye tüm haklarının ödenmesi gerekmektedir. Kıdem, ihbar tazminatı gibi haklar, Ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı hareketler nedeniyle gerçekleşen fesihler de ödenmemektedir. O neden ile ufak tefek nedenlerden ötürü işverenin istediği savunma ve sonrasında işçiye verilen uyarı işçinin haklarına mani olmayacaktır.
Tabiki, bu durum bir kaç kereye mahsustur. Sürekli işverene problem çıkarmak, yapılan tüm uyarılara rağmen olumsuz davranışlardan vazgeçmemek sonucunda, bu durum Ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı hareket olarak kabul edilecek ve işçi tazminat hakkından da mahrum kalacaktır.
İşverenin savunma istemesi
Visitor Rating: 5 Stars