Ücretsiz izin nedir?
Bir firma yaşadığı ekonomik sıkıntılar ya da iş hacminin daralmasından ötürü zaman zaman çalıştırdığı personelin bir kısmını ya da tamamını, bir süreliğine ücretsiz izine çıkarma talebinde bulunabilir.
Şuan ki güncel mevzuatta “Ücretsiz izin” ile ilgili yeterli bir düzenleme olmadığı içinde bu konuda herkes dilediği gibi hareket etmekten çekinmiyor.
İşveren bunu hak görüyor, işçi buna riayet etmek zorunda olduğu düşünüyor.
4857 Sayılı İş Kanunu‘nda doğum yapan kadın işçilerin, doğumdan sonra ki sekiz haftalık resmi izninden sonra, altı aya kadar kullanabileceği bir “ücretsiz izin“leri ve ücretli izinler de işçilere verilebilecek ücretsiz yol izinleri dışında, işçi için başka bir yasal düzenleme söz konusu değildir. Yıllık izinlere yol izni eklenebilir mi?
4857 Sayılı İş Kanunu‘nun 74. maddesinde analık halinde;
İsteği halinde kadın işçiye, onaltı haftalık sürenin tamamlanmasından veya çoğul gebelik halinde on sekiz haftalık süreden sonra altı aya kadar ücretsiz izin verilir. Bu süre, yıllık ücretli izin hakkının hesabında dikkate alınmaz.
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 74. maddesinde ücretli izin halinde;
Yıllık ücretli izinleri iş yerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olanlara istemde bulunmaları ve bu hususu belgelemeleri koşulu ile gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreleri karşılamak üzere işveren toplam dört güne kadar ücretsiz izin vermek zorundadır. İşveren, iş yerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerini gösterir izin kayıt belgesi tutmak zorundadır.
ifadelerine yer verilmiştir.
İşçi ile işveren arasında yapılan ve imzalanan hizmet akdinde ve ya iş yerin de yapılan toplu iş sözleşmelerinde “ücretsiz izin” ile ilgili bir düzenleme varsa şayet, bu hak kullanılmalıdır. Lakin taraflar arasında bu şekilde bir düzenleme söz konusu değil ise, işçinin rızası gerekmektedir. Aynı durum işveren için de geçerlidir. İşçi işverenden yazılı olarak ücretsiz izin talebinde bulunması ve işverenin de bu izin talebini kabul etmesi gerekmektedir.
Bu düzenlemenin aksine işverenlerin herhangi bir suret ile ” işçinin rızası olmasan ” tek taraflı olarak ücretsiz izin kullandıramaz.
Çalıştığı firmadan kazandığı aylığı dışında başka bir geliri olmayan işçi kendi isteği dışında zorla çıkacağı bir ücretsiz izin durumunda çok zor durumlarda kalabilir.
Bu süreç içerisinde ücretsiz izin kullandırılan işçinin firmadan aldığı aylık dışında, sigorta primlerinin de yatırılmayacağını ve hizmet sözleşmesinin de askıya alınacağını belirtmekte fayda var.
İşverenlerin işçinin rızası olmadan izine göndermesi hizmet akdinin haksız nedenle feshini doğurduğundan işçiye kıdem ve ihbar tazminatını ödemekle yükümlüdür.
Özetlemek gerekirse;
Eğer taraflar arasında bir ” ücretsiz izin ” üzerine bir anlaşma söz konusu değil ise, işveren işçisinin rızası olmadan “izin” kullandırma şansı bulunmamaktadır. Eğer zorla ücretsiz izin kullandırtma durumu söz konusu olur ise, işçi çalışmadığı sürenin ücretini talep edebileceği gibi, iş sözleşmesini haklı bir neden ile feshedebilir. Bu sayede işçi işvereninden, kıdem ve ihbar tazminatını tahsil edebilir.
Peki işçi işvereninden ücretsiz izin talep edebilir mi?
Yukarı da bahsettiğimiz gibi, yasamızda bu konu ile ilgili bir düzenleme yok. Fakat taraflar arasında bir anlaşma söz konusu olursa, işçi tüm şartları kabul ederek ve işvereninin rızasını alarak ücretsiz izine ayrılabilir.
Yalnız işverenin yaşadığı iş yükünden dolayı işçiye olan ihtiyacından dolayı işçinin bu talebini kabul etmeme hakkında sahiptir.
İşçi şartla ne olursa olsun, işvereninin rızasını almadan işçinin işe gelmemesi durumunda işverene hizmet akdini haklı nedenle derhal feshetme hakkı doğmuş olur.
Kısaca özetlememiz gerekir ise şayet;
Kural olarak taraflar ücretsiz izin konularında mutabakat sağlamak durumundadır. İster işveren, isterse işçi hiçbir şekilde dayatma yoluyla birbirlerinden izin talebinde bulunamaz. Doğum yapan kadınlar adına yapılan düzenleme dışında “ücretsiz izin” durumları sadece ve sadece karşılıklı anlaşma sonrası hayata geçirilebilecek bir uygulamadır.