İş yerinde tacize sessiz kalmayın
İş arkadaşlarının birbirleri arasındaki ilişkiler, bazen işveren tarafından kontrol edilemeyen boyutlara, tacize ulaşabiliyor. İş arkadaşlarının birbirlerini sözlü olarak ya da davranışlarıyla zor duruma düşürmeleri ve tacize varan olaylar söz konusu olabiliyor.
Ülkemizde iş yerlerinde yaşanan taciz olaylarının bir çoğu ahlaki değerlerden ötürü üstünün örtüldüğünü, tacize uğrayan kişinin korkmasından, çekinmesinden ya da karşı tarafın inkar etmesinden dolayı herhangi bir şahidi bulunmamasından dolayı bu tarz hadiselerin yüzde sekseni herhangi bir soruşturmaya tabii tutulmadan kapatılıyor.
Bir çok kişi cinsel saldırı olmadıkça maalesef durumu rapor etmekten kaçınıyor. Bunun en büyük sebeplerinden birinin insanların cinsel tacize maruz kalmış kişinin buna kendisinin izin verdiğini düşüneceği veya söyleyeceği korkusu olduğunu, bir diğerinin ise bu durumun duyulması halinde yeni gireceği iş ortamlarında kendisine karşı bir ön yargı oluşacağı çekincesi olduğunu düşünmesidir.
İlla fiziksel bir saldırı gerçekleşmesine gerek yok.
Cinsel taciz denildiği zaman akla hemen cinsel saldırı, yani kişinin istemediği halde fiziksel olarak cinsel davranışlara maruz kalması geliyor oysa cinsel taciz illa fiziksel yolla yapılmaz. Cinsel taciz, cinsel taleplerde bulunma, sözel saldırı, çalışanın dış görünüşüne, özel hayatına yönelik yorumlarda bulunma, cinsel içerikli şakalar yapmak, cinsel içerikli sorular sormak, uygunsuz görüntüler, videolar paylaşmak, davetkar mektuplar, mail’ler, mesajlar göndermek, ıslık çalmak, uygunsuz jest ve mimikler, çalışanın cinsiyetine yönelik hakaretler olarak tanımlanıyor.
Taciz yalnızca cinsel tacizle sınırlı bir konu değil. Sözel olarak ve davranışlarla iş arkadaşını zor duruma düşürmek de taciz olarak değerlendiriliyor. Bu kapsamda iş arkadaşlarını uygunsuz saatlerde aramak, alakasız konularda rahatsız etmek de bu kapsamda değerlendirilmektedir. Yargıtay verdiği bir kararında bu şekilde davranışlar gösteren bir işçinin tazminatsız olarak işten çıkarılabileceğine hükmedebiliyor.
4857 Sayılı İş Kanunu‘nun 24. maddesinin 2. Fıkrası tacize uğrayan çalışana sözleşmeyi haklı nedenle fesih hakkı veriyor.
4857 Sayılı İş Kanunu‘nun 24. maddesinin 2. Fıkrası b bendinde;
İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde sözler söyler, davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel tacizde bulunursa.
4857 Sayılı İş Kanunu‘nun 24. maddesinin 2. Fıkrası d bendinde;
İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından iş yerinde cinsel tacize uğraması ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmazsa.
İşçi iş sözleşmesini haklı bir neden ile feshedebilir.
İfadelerine yer verilmiştir.
Bu durumda çalışanın bir yıldan fazla kıdemi varsa kıdem tazminatı alabilmesi mümkün. Ancak bunu çalışana bir ‘hak olarak’ tanıtmak bile bizce hatalı. Çalışan her türlü kötü muameleye maruz bırakılıyor, ve bir şekilde kendisine yapılan saldırılardan ötürü işinden ayrılmak zorunda kalıyor ve sadece kıdem tazminatını talep edebiliyor. İhbar tazminatını hak edemiyor.
Tanık olması elinizi çok kuvvetlendirir.
Yaşanan üzücü hadiseler sonrasında sessiz kalmamanız ve gerekli mercilere şikayet bildiriminde bulunmanız kadar, şikayet ederken elinizin sağlam olması da çok önemlidir. Eğer bu konuda bir şahidiniz var ise işiniz çok daha kolay olacaktır.
Ama diyelim ki eliniz de bir şahit ya da her hangi bir ispat yok.
Yargıtay olaya şu gözle bakıyor;
Tacize uğrayan kadınların lehinde bir içtihat geliştirdi. Buna göre, bir kadının nedensiz yere tacize uğradığını ileri sürmeyeceğini belirten Yargıtay, tanık olmasa da kadının detaylı anlatımlarını tacizin varlığı için yeterli görebiliyor.”