Normal şartlar da hiçbir işveren belirsiz süreli iş sözleşmesine tabii çalışan bir işçisini geçerli bir nedeni olmadıkça işten çıkaramaz. Eğer bir iş sözleşmesi işveren tarafından sona erdirilecek ise ve iş sözleşmesi belirli süreli değil ise, ortada muhakkak haklı ve geçerli bir neden olması gerekmektedir.
4857 Sayılı İş Kanunu‘nun 18. maddesi’nde, konu ile ilgili;
Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İfadelerine yer verilmiştir.
İş güvenliği kurallarına uymayan işçinin işten çıkarılması
Bu neden ile, işverenler işçilerini işten çıkarmak için her zaman geçerli nedenler sunmak zorundadırlar. Bugünkü konumuz, iş sağlığı ve iş güvenliğidir. İş sağlığı ve iş güvenliği hükümlerine uymayan işçinin iş sözleşmesinin feshi, geçerli bir neden midir? İşçi bu neden ile işten çıkartılır ise, işe iade davası açabilir mi? İşçi iş sağlığı ve iş güvenliği hükümlerine uymaz ise tazminatsız işten çıkartılır mı? İş sağlığı ve iş güvenliği yüzünden sözleşmenin feshi uygun mudur? İşveren iş sağlığı ve iş güvenliği hükümlerine uymayan işçiyi işten çıkartabilir mi? İşte detaylar;
İşçi, iş edimini yerine getirirken işveren tarafından kendisine tebliğ edilen iş sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerine riayet etmek zorundadır. İşçinin iş yerinde işveren tarafından belirlenen iş sağlığı ve iş güvenliği kurallarına aykırı hareket etmesi kesinlikle yasaktır.
4857 Sayılı İş Kanunu’ İşverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı başlıklı 25. maddesi’nin I bendinde;
Süresi belirli olsun veya olmasın işveren, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir.
(I) İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi
İfadelerine yer verilmiştir.
Ayrıca;
4857 Sayılı İş Kanunu‘nun 25. maddesine göre haklı nedenle derhal fesih hakkı uygulanabilmesi çeşitli kurallara bağlanmıştır. İşçinin iş güvenliği kurallarına uymaması durumunda işten çıkartılmadan önce ilk önce yazılı bir şekilde uyarılmalıdır. İşverenler işçilerin kişisel koruyucu donanımı kullanmaması, makine ve teçhizatın koruyucunu etkisiz hale getirilmesi, iş ile ilgili emniyet kurallarına uymaması nedeniyle daha önceden uyarılan işçinin iş sözleşmesini feshetme hakkına sahip olacaktır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu‘nun Çalışanların Yükümlülükleri başlıklı 19. maddesinde konu ile ilgili bir takım hususlar sıralanmıştır.
İlgili madde de;
(1) Çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlüdür.
(2) Çalışanların, işveren tarafından verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda yükümlülükleri şunlardır:
- İş yerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek.
- Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve korumak.
- İş yerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde, işverene veya çalışan temsilcisine derhal haber vermek.
- Teftişe yetkili makam tarafından iş yerinde tespit edilen noksanlık ve mevzuata aykırılıkların giderilmesi konusunda, işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak.
- Kendi görev alanında, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak.
Aslında konu biraz işçinin aleyhine olsa da;
Burada ki ortak karar, işçinin sağlığı ile alakalıdır. İşçi iş eldiveni, baret, can yeleği vb. gibi güvenlik ekipmanları kullanması gerekiyor ise, bunda ki asıl amaç işveren değil, işçinin sağlığıdır.
Açıkça söylemek gerekir ise, iş hayatımız da baret takması gereken bir ortamda çalışan bir işçiye, “ neden baret takmıyorsun? İşveren vermedi mi? Diye sorduğumuzda, kendisinden aldığımız cevap, ” rahatsız oluyorum o neden ile takmıyorum” oldu.
Ya da toz maskesi kullanması gereken bir işçi, “ bize bir şey olmaz, gerek yok toz maskesine” diye saçma bir cevap verdi.
Biz bizzat, güvenlik ekipmanlarını kullanmadığı için, yüzde 1’lik bir ihtimalin gerçekleşmesi sonucunda, ciddi bir iş kazası geçiren ve yaklaşık 2 senedir hastane de tedavi gören ve halen daha eski sağlığına kavuşamayan işçi arkadaşlar tanıyoruz. İş işten ne yazık ki geçti. Olan işçiye oldu, işveren halen çalışmaya devam ediyor. İşin garip tarafı, işveren gerekli tüm önlemleri alıyor ve güvenlik ekipmanlarını sağlıyor. Sorun ne yazık ki bu kaza da işçi arkadaşların kendilerine verilen ekipmanları kullanmamalarından kaynaklandı. Halbuki işçi arkadaşlar bana bir şey olmaz mantığından kurtulsaydı ve üzerilerinde gerekli ekipmanlar olsaydı, hiçbir şekilde yaralanmayacak ve şuan ki yaşadıkları sağlık problemleri ile karşılaşmayacaktı.
İşveren tutanak tutmak zorundadır.
Aslında bunu söylemek çok zor ama sgkhakkinda.com ekibi olarak, iş sağlığı ve iş güvenliği konusunda işçilerin, işveren tarafından tehdit edilmesi taraftarıyız. İşveren tarafından işçiye verilen iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerine rağmen işin önemini idrak edemeyen işçinin, belki işten tazminatsız bir şekilde çıkarılma riski nedeniyle bu önlemleri alabilirler düşüncesindeyiz. İşverenin, iş sağlığı ve iş güvenliği kurallarına riayet etmeyen işçi için yapılan uyarı ya da tutanaklar sonrasında halen bu vurdumduymazlığa devam eden işçinin iş akdi tazminatsız bir şekilde sonlandırılabilir. Tabi ki bu işlemler için ilk önce, işçilere konu ile ilgili yazılı bildirimde bulunmalı ve yine yazılı bir şekilde ikaz etmelidir. Üstelik bu durum sadece mavi yaka için geçerli değildir. İşveren arzu eder ise, ofis yani beyaz yaka çalışanları için de bu uygulamayı hayata geçirebilir.
Özetlememiz gerekir ise şayet;
Biz her zaman işçiden, işçinin sağlıklı bir ortamda huzur ile çalışıp, hakkını son kuruşuna kadar almanından yanayız. Fakat, işi aceleye getirmek, yapılan işi ciddiye almamak, iş için kendi güvenliğini hiçe sayan işçi arkadaşlar için ne yazık ki bu bilgilendirmeyi yapmak zorundayız.
İşveren eğer tüm sorumluluklarını sağlıklı bir şekilde yerine getiriyor ise, iş sağlığı ve iş güvenliği hükümlerini yerine getirmeyen hiç bir işçi ile çalışmak zorunda değildir. Bu işverenler için haklı bir gerekçedir ve kimse işverene bu konu ile ilgili “neden” diye bir soru yöneltemez.
İş güvenliği kurallarına uymayan işçinin işten çıkartılması her ne kadar ilk etapta bakıldığında işçi nazarında olumsuz bir durum olsa da işverenin tüm uyarılarına rağmen halen bu tavrında ısrar eden işçilerin iş akitleri ” tazminatsız ” olarak feshedilebilir.
İşçi iş sağlığı ve güvenliği hükümlerine uymadığı için tazminatsız bir şekilde işine son verilir ise bu duruma tabi ki itiraz edebilir. Bu konuda ispat yükü işverendedir. İşveren bu konu ile ilgili delilleri sunmak ile yükümlüdür. Eğer işveren bu konu ile ilgili somut deliller sunamaz ise, mahkeme tarafından işçinin tazminatsız bir şekilde işine son verme hükmü geçersiz sayılacaktır.