Asıl işveren ve alt işveren ilişkisi nedir?
Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. ”
Bu tanıma göre asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulabilmesi aşağıda sayılan bir takım oluşumlara bağlıdır.
1-Öncelikle bir asıl işyeri ve asıl işveren olması gereklidir. Başka bir deyişle, Kanunda belirtilen alt işverene işi veren asıl işverenin, “işveren” niteliğinde, yani “işçi çalıştıran” bir gerçek veya tüzel kişi olması gerekir.
2-Bu asıl işyerinde yürütülen mal ve hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde (yemek, temizlik, tahmil, tahliye, taşıma gibi) veya yapılan asıl işin bir bölümünde;
- İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle,
- Uzmanlık gerektiren işlerde iş alan başka bir işveren (alt işveren) olacak.
- İş alan başka işveren işçilerini sadece o işte ve o işyerinde ve eklentilerinde çalıştırabilecek.
Yukarıda ki sebeplerden de anlaşılacağı üzere asıl işin bir bölümünün veya yardımcı işlerin bir diğer işverene verilebilmesi için aşağıdaki koşulların gerçekleşmesi gerekmektedir.
- İşletmenin ve işin gereği olması,
- Teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olması.
Bu şartlar gerçekleşmeden asıl işveren, başka bir işveren ile alt işverenlik ilişkisi kurulması söz konusu değildir.
1475 sayılı Sski İş Kanunu’nda yer alan, ” bir işverenden belirli bir işin bir bölümünde veya eklentilerinde iş alan”ifadesi yerine yeni Kanunda, “bir işverenden işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin bir bölümünde veya yardımcı işlerinde iş alan”ifadesi getirilmiştir. Böylece 1475 sayılı eski İş Kanunu’nda yer alan“eklentiler kavramı kaldırılmış, bunun yerine “yardımcı işler kavramı getirilmiş olmaktadır. Bu değişiklik yeni İş Kanunu’nun madde gerekçesinde şöyle açıklanmıştır: “ bir işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin ‘asli işin bir bölümünde’ veya ‘yardımcı işlerinde’ iş alan diğer işverenler, işçilerini sadece bu işyerinde çalıştırdıklarında asıl işveren alt işveren ilişkisi doğmuş olacak, buna karşı işyerinde yürütülen asli ve yardımcı işler dışında iş alan bir işveren, örneğin işyerinde bir ek inşaat yapılması ya da bina onarım işini alan diğer işverenin alt işveren kapsamında nitelendirilmesi mümkün olmayacaktır.”
Bu düzenleme ile, “asli ve yardımcı işler dışında iş alan bir işveren” adı altında yeni bir işveren tanımı getirilmiş olmaktadır. Bu üçüncü işverenin yaptığı işlerin ayırt edici özelliği geçici olmalarıdır.
4857 Sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinin 6. ve 7 fıkrası ile Çalışma bakanlığının çıkardığı “Alt İşverenlik Yönetmeliği” bu konuyu çok detaylı şekilde açıklamıştır.
Konu ile ilgili, 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 2.maddesi‘nin 6. ve 7. fıkrasında;
” Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir.
Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.”
İfadelerine yer verilmiştir.
Hangi işler alt işverene verilebilir?
İş hukukunda temel kurallardan bir tanesi de, işverenin kendi işyerinde, kendi işçileri ile üretim yapmasıdır. Ancak Kanun şu bdurumlarda bu kurala istisna getirmiş ve alt işverenlik ilişkisi kurulabilmesine izin vermiştir.
- Yardımcı işlerde
İş yerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işler.İşyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin olmakla beraber doğrudan üretim organizasyonu içerisinde yer almayan, üre-timin zorunlu bir unsuru olmayan ancak asıl iş devam ettikçe devam eden ve asıl işe bağımlı olan iştir.
Yardımcı işlerin neler olabileceği konusuna, şu örnekler verebiliriz.
- Temizlik hizmetleri,
- Güvenlik hizmetleri,
- Torbalama paketleme hizmetleri,
- Tahmil tahliye ve nakliye hizmetleri,
Vb.
- Asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde
Burada en belirgin özellik yazımızın başında da bahsettiğimiz gibi, işin teknolojik nedenlerle bir takım uzmanlıklar gerektirmesidir.
Bu konunun ispatı; Alt işverenin hangi teknolojik özelliklere sahip ciharları, aletlere sahip olduğu ya da çalışan personelin hangi uzmanlık belgelerine sahip olduğu olgularıyla yapılabilir.
Bu iki durum gerçekleşmediği taktirde mevzuatımıza göre alt işverenlik ilişkisi kurulamaz. Kurulsa bile “muvazaa” kabul edilerek kanun nezdinde geçerli sayılmaz.
Bu iki maddede belirtilen işler için kurulacak alt işverenlik ilişkisi için de mevzuatımız bir takım kıstaslar koymuş ve bu kriterlere uyulmaması durumunu da “muvazaa” saymıştır. Asıl işveren yardımcı iş sebebiyle ya da teknolojik nedenler ve uzmanlık gerektiren işler sebebiyle alt işverene verdiği işte kendi personelini çalıştırması yasaktır.