Asgari ücret nedir?
İşverenin, işçiye ödemek zorunda olduğu en düşük ücrete asgari ücret denir.
Asgari ücret veya minimum ücret, bir firmada hizmet akdi ile görev yapan işçilere bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür vb. gereksinimlerini günün fiyatları üzerinden en az düzeyde karşılamaya yetecek ücret olarak nitelendirilmektedir.
Asgari ücretin tesbitinde, işçinin, asgari ölçüler içinde insanların haysiyetine uygun bir şekilde yaşama ve çalışma imkanı dikkate alınır. Asgari ücretin altında ücret tesbiti mümkün değildir. Bir başka ifade ile asgari ücret, işçi ve işverenin aralarındaki sözleşme hürriyetini tahdit eden bir kayıtlamadır.
Asgari ücret başlıca, emek arzının, emek talebinden fazla ve böylece emek fazlası olan gelişmemiş ülkelerde, teşkilatlanmamış ve düşük ücretli emek kitlesini korumak gayesini güder. Milletlerarası Çalışma Teşkilatının (ILO) tavsiyeleri ile birçok ülke tarafından uygulanmaktadır.
Türkiye’de asgari ücret uygulaması 1036 sayılı İş Kanunu (1951) ile başlamıştır. Ne var ki, 1967 yılına kadar mahalli komisyonlar aracılığı ile yapılan tesbitler başarılı olamamış ve bütün işçilerin asgari ücretten faydalanmaları temin edilememiştir. 1967 yılından bu yana (931 sayılı İş Kanunu ile) asgari ücretler, işçi-işveren ve hükümet temsilcilerinin katıldığı merkezi bir komisyon tarafından bütün işçileri kapsayacak bir biçimde iki yılda bir kararlaştırılmaktadır. Çıraklar ve tarım işçileri için ayrı ücret tesbiti yoluna gidilmektedir. Tesbit yapılırken işçinin başlıca fizyolojik ihtiyaçları ve fiyat indeksleri dikkate alınmaktadır.
1982 Anayasasının ücrette Adalet başlığını taşıyan 55. maddesi, asgari ücretin tesbitinde ülkenin ekonomik ve sosyal durumunun gözönünde bulundurulması gerektiğini ifade etmektedir.