Bulaşıcı hastalık nedeniyle işten ayrılma
2020 yılında Dünya’yı, son dönemlerde de ülkemizi sarsan Korona virüsü yani diğer adıyla Covid -19 nedeniyle tüm insanlık panik halinde. İnsandan insana kolaylıkla bulaşan bu virüs nedeniyle son dönemler de ülkemizde çoğu firmalar önlem olarak faaliyetini tamamen durduruyor ya da uzaktan çalışma yöntemiyle salgının yayılması konusunda önlem alıyor.
Ayrıca ülkemizde, insanların bir araya gelmesine sebep olacak tüm aktiviteler iptal edildi. Okullar tatil edildi, hava ve kara yollarında faaliyet gösteren, tüm ulaşım araçlarının seferleri geçici olarak durduruldu, tüm spor müsabakaları ertelendi, Spor salonları, sinema, tiyatro, konser gibi, insanları bir araya gelmesine sebep olacak tüm aktiviteler geçici olarak kapatıldı. Ama hala, bulunduğu sektör gereği çalışmakta olan bir sürü firma dolayısıyla insan bulunmakta. Özellikle sağlık ve sonrasında da hizmet sektörü üzerine çalışan firmalar, çok yoğun ve stresli bir dönemden geçiyorlar. Herkes önlem amaçlı evlerinde bulunuyorken, sağlık çalışanları büyük fedakarlık örneği göstererek insanları tedavi etmeye çalışıyorlar.
Ya da örneğin; bir vatandaş olarak herhangi bir marketten gıda alışverişini yaparken son dönemlerde rafların boşaldığına sıklıkla şahit oluyoruz. Ama arka planda o rafların tekrardan dolmasını sağlayan, üretici firmalar mevcut. O ürünleri üretici firmalardan marketlere ulaştıran sevkiyat elemanları mevcut. Depocular, market çalışanları. Vs. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.
İsterseniz bu yazımızda sizlere, bu tarz salgın hastalıklar neticesinde, iş hayatımızda yaşanabilecek olumsuzluklar ile ilgili işçi ve işveren hakları ile ilgili genel bilgilendirme yapalım.
İşveren iş yerini kapatabilir mi? İşveren işçiye zorunlu ücretsiz izin kullandırabilir mi? İşveren zorunlu kapama nedeniyle ilerleyen dönemlerde işçilerini telafi çalışmasına zorlayabilir mi? Covid-19 yani Korona Virüsü nedeniyle işçi işyerinden ayrılabilir mi? Detaylar yazımızın devamında.
Korona Virüsü nedeniyle işverenlerin hakları nelerdir?
Konu şuan çok hassas ve hepimizin bildiği gibi çok yeni. Yani dolayısıyla 4857 Sayılı İş Kanunu’muzda korona virüsü ile ilgili bir hüküm bulmamız söz konusu değil.
Genel olarak görev yaptığı sektörün şu aşamada bir fedakarlık gerektirdiği çalışanlar dışında, ham madde, sıkıntısı yaşayan üretici firmaların ister istemez işleri durma noktasına geliyor. Ya da elinde ham madde olsa dahi, tüketimde yaşanan daralma nedeniyle, üretimini durdurmak zorunda kalan işverenler ister istemez ekonomik problemler yaşıyor. Dolayısıyla bu nedenle işlerin durmasına sebebiyet veriyor.
Öncelikle şunu belirtelim ki, işverenlerin işçileri şu aşamada zorunlu ücretsiz kullandırma şansı bulunmamaktadır. Bu hakkın kendilerine verilebilmesi için öncelikle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bir genelge yayınlanması ve durumun geçici bir süre devlet kontrolünde olması sağlanmalıdır. Hepimizin bildiği gibi, ücretsiz izin durumu tarafların rızası olmadan hayata geçirilememektedir. Bknz: İşveren işçiyi zorla ücretsiz izne çıkartabilir mi?
Bu neden ile şuan mevcut hükümlere göre hareket edecek olursak şayet, son dönemlerde yaşanan problemler giderildikten sonra, işverenlerin yapacağı telafi çalışması olacaktır.
4857 Sayılı İş Kanunu‘nun 42. ve 64. maddeleri bu konuda çok açık.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 42. maddesi’nde konu ile ilgili;
Gerek bir arıza sırasında, gerek bir arızanın mümkün görülmesi halinde yahut makineler veya araç ve gereç için hemen yapılması gerekli acele işlerde, yahut zorlayıcı sebeplerin ortaya çıkmasında, işyerinin normal çalışmasını sağlayacak dereceyi aşmamak koşulu ile işçilerin hepsi veya bir kısmına fazla çalışma yaptırılabilir. Bu durumda fazla çalışma yapan işçilere uygun bir dinlenme süresi verilmesi zorunludur.
İfadelerine yer verilmiştir.
Aynı kanunun 64. maddesi’nde ise;
Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işveren iki ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir. Bu çalışmalar fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmaz.
Telafi çalışmaları, günlük en çok çalışma süresini aşmamak koşulu ile günde üç saatten fazla olamaz. Tatil günlerinde telafi çalışması yaptırılamaz.
İfadelerine yer verilmiştir.
Bu neden ile, yaşanan bu olumsuz durumlar son bulduktan sonra, iki ay içerisinde işverenler çalışanlarına günlük çalışma süresi olan 11 saati aşmamak koşulu ile maksimum 3 saat telafi çalışması yaptırma hakkına sahip olacaktır.
Telafi çalışması zorunlu nedenlerden dolayı gerçekleştiği için işçilerden fazla çalışma onayı aranmamaktadır. İşçilerinde bu duruma herhangi bir nedenden ötürü itiraz etme hakkı bulunmamaktadır.
Bir işletme, zorunlu nedenlerden ötürü kaç gün çalışmadıysa, telafi çalışması da o kadar sürecektir. İşletme zorunlu nedenlerden ötürü 10 gün durduysa, telafi çalışması da maksimum 10 gün olacaktır. Bu süreler birbirlerine eşit olmalıdır.
Korona Virüsü nedeniyle İşçilerin hakları nelerdir?
Biraz önce de belirttiğimiz gibi, henüz kanunumuz da Covid-19 yani Korona Virüsü ile ilgili bir hüküm bulunmamakta. Fakat, 4857 Sayılı İş Kanunu‘nun 24. maddesi’nde şu şekilde bir hüküm bulunmaktadır.
4857 Sayılı İş Kanunu madde 24/I-b
Süresi belirli olsun veya olmasın işçi, aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir:
b) İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa.
Yani bir işletme içerisinde çalışan işçi, işvereninin ya da diğer çalışma arkadaşlarından birinin bulaşıcı bir hastalığa kapılır ise, 4857 Sayılı İş Sözleşmesi‘nin 17. maddesi’nde beyan edilen bildirim sürelerine riayet etmeksizin, iş sözleşmesini haklı neden ile feshedebilir. Bknz: İşçinin haklı nedenle fesih hakkı
Dikkat
Fakat burada dikkat edilmesi gereken husus, bulaşıcı hastalığa yakalanan kişi ile ilgili yakın temasın olup olmaması ve işçinin bulaşıcı hastalığa yakalandıktan sonra işe gelip gelmemesidir.
Eğer çok farklı, herhangi bir yakın temas gerektirmeyen bir durum söz konusu ise ve bulaşıcı hastalığa yakalanan işçinin resmi sağlık kuruluşlarından sağlık raporu alıp işe gelmemesi durumunda işçinin 4857 Sayılı İş Kanunu‘nun 24/I-b bendinde ki haklı neden ile iş sözleşmesinin feshi durumu geçerli olmayacaktır.
Bknz: İşveren işçiyi zorla ücretsiz izne çıkarabilir mi?
Bulaşıcı hastalık nedeniyle işten ayrılma