Hepimizin bildiği gibi, işverenler işe aldığı işçiler için iş başı yapmadan önce ve işin devamı süresine bir takım sağlık raporlarına ihtiyaç duyar. Bu işverenler için 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereğince yasal zorunluluktur. Hiç bir işveren her ne şartlar altında olursa olsun tüm işçileri hakkında sağlık bilgilerine sahip olması gerekmektedir. Hangi işçinin ne gibi rahatsızlıkları var, hangi şartlar altında çalışabilir, hangi işçiler gece çalışması yapabilir? Gibi soru işaretlerini gidermek adına bu işlemler özellikle işverenler için hayati önem arz etmektedir.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu’nun 15. maddesine göre;
Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işlerde çalışacaklar, yapacakları işe uygun olduklarını belirten sağlık raporu olmadan işe başlatması yasaktır.
İşverenler işe girerken nasıl ki prosedür gereği bir takım evraklar istiyor ise, sağlık yönünden de bu evraklara dikkat etmesi gerekmektedir. Bünyesinde çalıştırdığı İşyeri hekimi vasıtasıyla, işletme içerisinde yapılan işin şartlarına göre bir takım testler istemeli ve bu testler neticesinde işçiye işbaşı vermeli, vermemeli ya da uygun bir iş sunmalıdır.
İşe giriş muayene raporu hangi durumlarda istenir?
İşe giriş muayene raporu 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereğince;
- İşe girişlerinde,
- İş değişikliğinde,
- İş kazası, meslek hastalığı veya sağlık nedeniyle tekrarlanan işten uzaklaşmalarından sonra işe dönüşlerinde talep etmeleri hâlinde,
- İşin devamı süresince, çalışanın ve işin niteliği ile işyerinin tehlike sınıfına göre Bakanlıkça belirlenen düzenli aralıklarla.
Çalışanların işyerinde maruz kalacakları sağlık ve güvenlik risklerini dikkate alarak sağlık gözetimine tabi tutulmalarını sağlamalıdır ve yukarıdaki haller de muhakkak muayene raporu düzenlenmelidir.
İşe giriş raporu nereden alınır?
İşe giriş için gerekli olan rapor, 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası gereğince Ortak Sağlık Güvenlik Birimi’nde görevli hekim tarafından ya da Tam teşekküllü kamu hastanelerinden alınabilir. Ayrıca tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerleri için bu raporlar işyeri hekimi tarafından da verilebilir. İlgili hekim tarafından gerekli kontroller sağlanarak, işçinin çalışmaya elverişli olup olmadığına karar verilir ve çalışabilir ya da çalışamaz raporu düzenlenir. 50’den az çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için ise kamu hizmet sunucuları veya aile hekimlerinden de alınabilir. Ama bu raporun düzenlenmesi için ilgili hekimin bir takım tetkiklere ihtiyacı bulunmaktadır.
Periyodik sağlık muayeneleri ne demektir?
Periyodik sağlık muayeneleri, işe giriş sırasında işverene verilen rapor dışında, işçi işe devam ettiği sürece işveren tarafından işyerinin tehlike derecesine göre periyodik olarak yapılan kontrol muayeneleridir. İşçi belirli aralıklarla, işe giriş sırasında vermiş olduğu sağlık raporu dışında düzenli olarak sağlık kontrolünden geçirilmelidir. İşçiye yapılacak tetkikler neticesinde, işyeri hekimi tekrardan sonuçları inceleyecek ve gerekirse işçinin tüm sağlık bilgilerini revize edecektir. Rapor neticesinde, işçinin yapacağı işe uygun olup olmadığı kararı alınacaktır.
İşe giriş sağlık tetkiklerini kim öder?
İşte bu esnada, işçinin zaten işsiz olmasından dolayı yaşadığı ekonomik problemler neticesinde bir de işe giriş sağlık tetkikleri istemek ve tüm masrafları işçiye yüklemek ne kadar doğru? Peki İşe giriş sağlık tetkiklerini kim öder?
Açıkça söylemek gerekir ise, uygulama da Türkiye genelinde bir problem olduğu kesin. Açıkçası bir kaç şirket dışında işe giriş esnasında istenen sağlık muayene tetkiklerinin hep işçi tarafından karşılandığını görüyoruz. İşsiz olan ve iş bulmak adına insanların bu duruma tepki göstermemesini de anlıyoruz fakat ama işin aslı ne yazık ki öyle değil. İşveren eğer işçisine yaptırdığı iş neticesinde işe giriş evrakları içerisinde ekstra olarak sağlık tetkikleri talep ediyorsa ki etmek zorunda. O zaman bu maliyetleri de işçiye yansıtmaması gerekmektedir.
Konu ile ilgili 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 15. Maddesi’nde aşağıdaki ifadelere yer verilmiştir.
Sağlık gözetiminden doğan maliyet ve bu gözetimden kaynaklı her türlü ek maliyet işverence karşılanır, çalışana yansıtılamaz.
İlk etapta ilgili cümlede “çalışan” kelimesi geçtiği için insanların kafasında soru işareti olabilir. Çünkü işe giriş esnasında istenen tetkikler için henüz kişi ” çalışan ” vasfında değildir. Bu neden ile genel olarak işverenler bu cümleyi periyodik muayeneler için geçerli olduğunu düşünmektedir. Fakat sgkhakkinda.com ekibi olarak görüşümüz, ilgili cümlenin işe giriş esnasında da istenen sağlık tetkiklerini de kapsadığı yönündedir.
Normal şartlarda işverenin sorumluluğu işçinin iş başı yaptıktan sonra doğmaktadır. Ama burada genel olarak bir eksiklik var. Henüz işçisi olmayan birisinin sağlık tetkiklerinin masraflarını işverenin ödemesi biraz saçma gelebilir ama o raporlar neticesinde işçiyi işe alıp almayacağına ya da nasıl bir iş vereceğine karar veriyor olması burada önem arz etmektedir. Eğer işe giriş esnasında istenen sağlık tetkikleri, sağlık gözetiminden kaynaklı değil ise, tüm yük işçiye aittir. Hayır bu durum da sağlık gözetimine dahil ediliyor ise, işveren bu maliyeti karşılamalıdır.
Bu neden ile, işverenlerin iş başı verdikleri işçiler için, yasal zorunluluk gereği talep ettikleri muayene rapor ve tetkik masraflarını kendilerinin karşılaması gerekmektedir. İlk etapta işçinin kendi cebinden karşıladığı tüm masrafların, işçinin işbaşı yapması ile beraber geri ödenmesi bizce yasal zorunluluktur.