İş Güvencesi nedir?
İş güvencesi en sade hali ile bir işyerindeki çalışanların, işlerini devam ettirmesi yada işten çıkartılmaları istenilmesi durumunda, haklarını savunmaları için yapılan bir yasal düzenleme olarak tanımlanabilir.
Bu yasal düzenleme bir sözleşme dahilinde çalıştırılan işçilerin, çalışma şartları ve çalışma ortamında sahip olduğu haklarının yanında sorumluluklarını da düzenlemektedir.
İşyerinde çalıştırılan işçi sayısı 30 ve üzerinde ve bu iş yerlerinde çalışan işçilerin kıdemleri 6 aydan fazla ise, 4857 sayılı Kanun‘un 18. ve 21. maddelerinde yer alan iş güvencesi hükümlerinden yararlanmaları mümkündür.
İş güvencesinden yararlanmak için gerekli olan 30 işçinin hesabında aynı işverenin sahibi olduğu aynı iş kolundaki tüm iş yerlerindeki işçi sayılarının dikkate alınması, işçilerinin 6 aylık kıdeminin hesabında da aynı işverenin tüm iş yerlerinde geçen sürelerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Sözleşmenin feshinde usül nasıl olmalıdır?
İş güvencesi kapsamında çalışan işçinin sözleşmesini işveren kendi iradesi doğrultusunda feshedemez. İşverenin işten çıkarmak istediği işçisi ile ilgili geçerli bir sebep sunmaz zorundadır. İşçinin işletme içerisinde ki davranışları, yaptığı işe olan yeterliliği veya işletmenin zorunlu gereksinimlerinden kaynaklı bir sebep sunmalıdır. İşveren lehine haklı bir neden olmadığı taktirde iş sözleşmeleri feshedilemez. Ayrıyeten işverenin fesih işlemini işçisine yazılı olarak bildirmeli ve sebebini açık bir şekilde belirtmesi gerekir. Aksi taktirde gerçekleşen fesih geçersiz sayılır.
Haksız neden ile gerçekleşen fesihler için iş mahkemelerinde işe iade davası açılabilir.
İş sözleşmesi feshedilen işçi, iş feshinin bildirimine konu olan sebeplerin geçerli bir sebep olmadığını bu nedenle feshin geçersiz olduğunu iddia ederek bir ay içerisinde iş mahkemesine başvurarak işe iade davası açabilir. İşveren iş sözleşmesi feshine konu olan durumları ispatlamakla, çalışan ise bu suçlamaların aksini ispatlamak zorundadır.
İş sözleşmesinin feshi, mahkeme tarafından geçerli bir sebebe bağlanamadığı ispatlanırsa işverenin işçisine yapmış olduğu bildirim geçersiz sayılır. Bu durumda işveren çalışanını en fazla bir ay içerisinde işe geri başlatmak zorundadır. İşveren bu yükümlülüğü yerine getirmemesi durumunda en az dört, en çok sekiz aylık ücreti ile belirlenen tazminatı ayrıca işçisine ödemek ile yükümlüdür. Çalışan, karar tebliğinin eline geçmesinden itibaren on iş günü içerisinde işe başlamak için işverene başvurmak zorundadır. Aksi taktirde fesih işlemi tekrar işleme alınır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçlarına katlanır.
İş hayatında başarılı olabilmek için insanın sevdiği işi yapması gerekir. Bu işi yaparken yükümlülük ve sorumluluklarının bilincinde olmalıdır. Bu bağlamda gerek sosyal haklar, gerekse iş güvencesi için işe başlarken taraflar arasında muhakkak iş sözleşmesi imzalanmalıdır. Taraflar arasında imzalanan iş sözleşmelerinin varlığı ve imzalanan iş sözleşmesinde kurallar dışında uygulanmak istenen yaptırımlar, hem işveren için hemde işçi için olmazsa olmazlardandır.
4 ila 8 yıllık tazminat 4 ila 8 ‘aylık’ tazminat olacak. yanlış bilgi eklemişsiniz.
Düzeltme için teşekkürler.